29 Ekim 2012 Pazartesi

Yine "Furuğ"...


Yeniden Doğuş


Yaşam belki 
uzun bir caddedir, her gün filesiyle bir kadının geçtiği, 
yaşam belki 
bir urgandır, bir adamın daldan kendini astığı, 
yaşam belki okuldan dönen bir çocuktur, 
yaşam belki, iki sevişme arası rehavetinde yakılan bir sigaradır, 
ya da birinin şaşkınca yoldan geçişi, 
şapkasını kaldırarak, 
başka bir yoldan geçene anlamsız gülümsemeyle “günaydın” diyen. 

......

Ah.. 
Budur benim payıma düşen, 
budur benim payıma düşen, 
benim payıma düşen, 
bir perde asılmasının benden aldığı gökyüzüdür, 
benim payıma düşen, terk edilmiş merdivenlerden inmektir 
ve ulaşmaktır bir şeylere çürüyüşte ve gurbette, 
benim payıma düşen anılar bahçesinde hüzünlü bir gezintidir. 

Ve “ellerini 
seviyorum” diyen 
sesin hüznünde ölmektir. 

Ellerimi bahçeye dikiyorum, 
yeşereceğim, biliyorum, biliyorum, biliyorum 
ve kırlangıçlar mürekkepli parmaklarımın çukurunda 
yumurtlayacaklar. 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder