4 Mart 2012 Pazar

Meraklısı İçin "Öyle Bir Hikaye"




Dünyanın en güzel hikayesi desem, siz ne derdiniz? Bana göre en güzeli “Öyle Bir Hikaye”dir. Gerçekten de öyle bir hikayedir o. Hem güzellik, hem acı, hem hüzün, hem mutluluk barındırır.  Cebinize alıp sohbet edeceğiniz bir Hidayet’iniz olsun istersiniz, aslında bunu yapabilirsiniz de! Lise son sınıfta, felsefe öğretmenimden duymuştum bu öyküyü. Kendisine derinden vurgun olduğum için, hemen gidip okumuştum ve sizden vazgeçip Hidayet’e vurulmuştum sevgili öğretmenim.


“Cebinde mis gibi simit kokuyor be abi!” dedi Hidayet, sonra sevdiceği Pakize’yi anlatmaya koyuldu, sonra da Fatih Camii avlusunun çitlembik ağacının dibine doğru fırlayıp gitti. Panco’ya selamlarını da iletti. Yıllardır bu camiye gidip, çitlembik ağacını bulmayı isteyip dururum. Bir gün gideceğim. Kendime güveniyorum, yapabilirim.

“Meraklısı İçin Öyle Bir Hikaye”, İstanbul Şehir Tiyatrolarında oynanıyordu bir ara, hala var mı bilemiyorum, aslında bir ara gidip bakayım da oynanıyorsa hala bir bilet alayım şöyle kendime ön sıralardan. Hatta dayanamayıp baktım bile internetten. Oynanıyormuş hala. Eskiden Savaş Dinçel oynuyormuş, ben onu izleyemedim, onun vefatının ardından Naşit Özcan oynuyor. Gayet güzel her şey. Oyundaki sesler.. ah, o sesler.. Öyle güzel yapmışlar ki, mutluluktan yaş gelebilir gözlerden (benim gelmişti, sadece oyunun yarattığı güzellik duygusundan dolayı). Ayrıca, oyunun sonunda çekiliş yapılıyordu ve kazanana Sait Faik'in bir büstünü veriyorlardı, hala öyle mi bilmiyorum ama belki bize çıkar (: Neyse efendim, ben şiddetle tavsiye ediyorum, okuyun diyorum, hatta okuduktan sonra bir de gidip izleyin, bu aktiviteleri kronikleştirin diye de ekliyorum. Panco’ya selamlar, size sevgiler saygılar..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder